Türkiye pandemide hiç kontak kapamadı

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, “Türkiye, pandemi döneminde deyim yerindeyse hiç ‘kontak kapamadı’. Kapasite düşse de, üretim sürdü. Hacmi azalsa da, ticaret devam etti” dedi. Avdagiç, Oda’nın temmuz ayı olağan Meclis Toplantısı’nda, “Bir hedefimiz olmalı: O da, şu anda her ne yapıyorsak, o ürünü veya hizmeti Türkiye için, dünya için vazgeçilmez hale getirmek” diye konuştu. 2020’nin üçüncü çeyreğinde ekonominin bir sıçrama yapmasını beklediklerini söyleyen Avdagiç, “Yılın son çeyreğini ise pandeminin ikinci dalgasının yaşanıp yaşanmayacağı belirleyecek” dedi.

Türkiye pandemide hiç kontak kapamadı

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, “Türkiye, pandemi döneminde deyim yerindeyse hiç ‘kontak kapamadı’. Kapasite düşse de, üretim sürdü. Hacmi azalsa da, ticaret devam etti” dedi.

Avdagiç, Oda’nın temmuz ayı olağan Meclis Toplantısı’nda, “Bir hedefimiz olmalı: O da, şu anda her ne yapıyorsak, o ürünü veya hizmeti Türkiye için, dünya için vazgeçilmez hale getirmek” diye konuştu.

2020’nin üçüncü çeyreğinde ekonominin bir sıçrama yapmasını beklediklerini söyleyen Avdagiç, “Yılın son çeyreğini ise pandeminin ikinci dalgasının yaşanıp yaşanmayacağı belirleyecek” dedi.

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL / MÜGE BİBER / ŞEREF KILIÇLI

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, normalleşmenin pozitif yansımalarını İTO kayıtlarında da görebildiklerini belirterek, “İstanbul’da normalleşmenin ilk 5 haftasında İTO’da yeni kurulan firma sayısı yüzde 78 artışla 6 bin 613 oldu. Şirketlerin ticari işleri için İTO’dan talep ettiği dış ticaret belgesi, kapasite raporu, online faaliyet belgesi sayıları da geçen yılı geçmiş durumda” bilgisini verdi.

TESCİL İŞLEMLERİ 15 BİNİ AŞTI

Oda’nın temmuz ayı olağan Meclis Toplantısı’nda konuşan Avdagiç, en dikkat çekici artışı ise yeni şirket kuruluşlarında gördüklerini kaydederek, “Şirket kuruluşları pandeminin olmadığı 2019 yılının aynı döneminin bile ciddi şekilde üzerine çıktı. Bir diğer dikkat çekici nokta ise tescil rakamlarıyla ilgili. İlk 5 haftada şirketlerin tescil işlemlerinin sayısı da yüzde 5 artarak 15 bini geçti. Bu

veriler, Covid-19 ilk ortaya çıktığında söylediğim bir sözü doğruluyor.

O zaman demiştim ki, ‘Pandemi ile yaşamayı öğreneceğiz, onun esiri olmayacağız. Hem mücadele edeceğiz hem üretime devam edeceğiz.’ Veriler bize sadece koronavirüsle mücadelede başarılı olduğumuzu göstermiyor. Aynı zamanda bu virüsle başa çıkıp üretim cephesinde de kayda değer bir çıkış yakaladığımızı ispatlıyor” diye konuştu.

ÜÇÜNCÜ ÇEYREKTE SIÇRAMA

Konuşmasında ekonomiye ilişkin görüşlerini paylaşan Avdagiç, Satın Alma Yöneticileri Endeksi PMI Türkiye’nin 53.9 ile son 28 ayın en yüksek değerine ulaştığını, TÜİK’in yayınladığı Tüketici Güven Endeksi’nin de yine salgın öncesi seviyesini aştığını hatırlattı. Avdagiç, şöyle devam etti: “Araç ve konut satışları, düşen kredi faizleriyle birlikte hızla artıyor. Beyaz eşya ve mobilya satışları da öyle. Dolayısıyla bu sektörler, yılın ikinci yarısında yaralarını daha da saracaklar.”

2020 yılının ikinci yarısına ilişkin beklentilerini de açıklayan Avdagiç, “Pandeminin etkisi altındaki ikinci çeyrekte, tüm dünya gibi biz de sert bir daralmayla karşı karşıya kaldık. Ancak bu daralmaya karşın, üçüncü çeyrekte ekonomimizin bir sıçrama yapmasını bekliyoruz” dedi.

Başkan Avdagiç, ekonomide 2020 yılının son çeyreğini belirleyecek olanın ise sonbaharla birlikte pandeminin ikinci dalgasının yaşanıp yaşanmayacağı olacağına işaret etti.

Avdagiç, koronavirüs salgınında Türkiye’nin üretimini sürdürdüğünü hatırlatarak, “Türkiye, deyim yerindeyse hiç ‘kontak kapamadı’. Kapasite düşse de, üretim sürdü. Hacmi azalsa da, ticaret devam etti” ifadesini kullandı.

YARINKİ TÜRKİYE’NİN KURUCULARI

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, yeni dönemin Türkiye için bir fırsat olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Yeni koşullara uygun yeni iş planlarını hazırlayıp uygulayan bir iş dünyası ise Türkiye için büyük fırsattır. İstanbul iş dünyası da bu bağlamda, hem mevcut yapısını korumalı hem de virüsle kendini yeniden keşfetmeli.”

Konuşmasının sonunda 10 Temmuz 1975 tarihinde vefat eden Nurettin Topçu’dan alıntı yapan Avdagiç, şöyle devam etti: “Şöyle diyor Topçu: Yarınki Türkiye’nin kurucuları, yaşama zevkini bırakıp yaşatma aşkına gönül verecek, sabırlı ve azimli, lakin gösterişsiz ve nümayişsiz çalışan, ruh cephesinin maden işçileri olacaklardır. İstanbul iş dünyasının mensupları olarak

biz de yarınki Türkiye’yi, yaşama zevkinin esiri olmadan, ülkesi ve milleti için çalışan maden işçileri olarak kurmaya kararlıyız.” 

HER NE ÜRETİYORSAK O ÜRÜNÜ VAZGEÇİLMEZ HALE GETİRMELİYİZ

Korona ile başa çıkıldığını ama bunun kolay bir süreç olmadığını vurgulayan Avdagiç, ekonomik ve psikolojik olarak da uzun soluklu bir mücadeleye hazır olmamız gerektiğini kaydetti. Avdagiç, ne kadar süreceği bilinmeyen bir ‘geçiş dönemi’ yaşadığımıza, bu dönemde başarılı olmak için yapmamız gerekenler olduğuna dikkat çekerek, “Yeni tedarik yolları ve yeni pazarlar düşünmemiz gerekecek. Bir hedefimiz olmalı: O da, şu anda her ne yapıyorsak, o ürünü veya hizmeti Türkiye için, dünya için vazgeçilmez hale getirmek olmalı. Ürünlerimizi, herkesin ihtiyaç duyacağı, adeta kendini almaya zorunlu hissedeceği ürünlere dönüştürmeliyiz” dedi.

İSTANBUL’DA 5 HAFTADA 6 BİN 613 ŞİRKET KURULDU

İstanbul’da normalleşmenin ilk 5 haftasında İTO’ya yeni kayıt edilen firma sayısı, 2019’un aynı dönemine göre yüzde 78 artışla 6 bin 613 oldu. İstanbullu şirketlerin, ‘yeni normal’in ilk 5 haftasında talep ettiği dış ticaret belgesi sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15, kapasite raporu sayısı yüzde 46, online faaliyet belge sayısı yüzde 141 artış gösterdi. Sırasıyla dış ticaret belge sayısı 228 bine, kapasite raporu sayısı 680’e ve online faaliyet belgesi sayısı 40 bine ulaştı.

15 TEMMUZ’A KARŞI DURANLARIN MÜCADELESİNİ UNUTMAYACAĞIZ

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Meclis’te yaptığı konuşmada, Türk milletinin çağdaş kahramanlık destanlarından biri olan Demokrasi ve Milli Birlikte Günü’ne de değinerek, şunları söyledi: “Hepimiz çok iyi hatırlıyoruz ki; bundan tam 4 yıl önce, 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye, hain FETÖ’cü darbeciler vasıtasıyla karanlık bir geleceğe itilmek istenmişti.

Türkiye’nin elde ettiği kazanımlarını, tekrar üstlenmeye başladığı lider ülke kimliğini, kalkınmış bir ülke olma yolundaki kararlı yürüyüşünü durdurmaya kalkıştılar. Hain terör örgütünün mensupları, yıllarca halkımızın manevi değerlerini sömürerek kendi mel’un ve sinsi emellerine ulaşmak için istismar ettiler.

Milletin değerlerine saygılı görünerek, millete savaş ilan ettiler. Türkiye devletini ve Türk milletini, yabancı işbirlikçilerinden, emperyalist ülkelerden aldıkları talimatla tekrar esaret altına sokmaya çalıştılar.

Tekrar diyorum, biliyorsunuz, Türk milleti, tam 100 yıl önce de, kendine zincir vurmak isteyenleri perişan etmişti. Türk milleti 2016 yılında da, 1920 yılının işgalcilerinden pek farkı olmayan yabancı devletler ile onların işbirlikçisi FETÖ’cü teröristlere ve darbecilere hadlerini bildirdi.

Kanaatime göre milletimiz o gece, çok önemli bir şey daha yaptı: Halkımızın gözbebeği olan Peygamber ocağı ordumuzu kirli emellerine alet etmek isteyenleri; kahraman ordumuzu bir daha hain planlarına dahil etmeye cüret edemeyecek hale getirdi.

Şanlı ordumuz da, o gece milletinin ve demokrasinin yanında durduğunu açık bir şekilde ortaya koydu. Hainlere geçit vermeyeceğini alenen ve hiç şüpheye yer kalmayacak şekilde gösterdi.

Hain FETÖ’cü darbecilerin ihanet dolu kalkışmalarının üzerinden tam 4 yıl geçti. İstanbul iş dünyasının en büyük temsilcisi olarak bizim milletimize verdiğimiz bir sözümüz vardı:

O gece, İstanbul ve Türkiye’nin her köşesinde darbecilere dur diye haykırıp, karşılığında canlarını feda eden şehitlerimizi hiç unutmayacağız.

O gece hiç tereddüt etmeden en önde yer alan gazilerimizi hiç unutmayacağız.

O gece sinsi darbecilere karşı mücadele eden milletimizin yaptıklarını hiç unutmayacağız.

Allah’a hamdolsun ki, 4 sene boyunca unutmadık, bu sene de unutmayacağız.

Yine Allah’a binlerce şükür ki, korona günlerinde de dimdik ayakta, vatanımızı savunmadayız. Hainlere geçit vermez şekilde, tüm iş dünyası olarak teyakkuzdayız.

Son olarak; 15 Temmuz 2016 tarihinde halkımızı sokaklara davet edip onlardan darbecilere geçit vermemelerini isteyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın şu sözlerini tekrarlamak isterim:

‘15 Temmuz bize şunu gösterdi, bu millet vatan söz konusu olduğunda aynı safta buluşan necip bir millettir. Bu millet, cesur bir millettir… Bu millet, kahraman bir millettir.’

Rabbim bu birliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin. Rabbim, vatanımızı her türlü saldırıdan, her türlü ihanetten korusun. Rabbim, 15 Temmuz benzeri travmaları, bu millete bir daha yaşatmasın.”

MECLİS’TEN YANSIMALAR

Ekonomide de ‘milli birlik ve beraberlik’

İTO Meclis Başkan Yardımcısı Cengiz Balçık, Çin PMI verilerinin eşik kabul edilen 50’nin üzerine çıktığını ve Euro bölgesinde de 50’ye doğru yükseliş trendinde olduğunu söyledi. Balçık, “Tabii bu rakamlar her şeyin hâlâ geride kaldığını söylemiyor. Nitekim 2020 yılı için IMF, küresel ekonomik daralmanın yüzde 4.9, Fitch yüzde 4.6, Dünya Bankası ise yüzde 5.2 olacağını öngörüyor” diyerek temkinli iyimserliğini ifade etti.

Her şeye rağmen küresel konjonktürde Türkiye’nin hızla toparlandığına dikkat çeken Balçık, “Ekonomiler sadece sayılardan büyüme oranlarından ibaret değil. Ekonomi için milli birlik ve beraberlik de en az sayılar kadar belki onlardan daha önemli bir gösterge ve büyük bir haslettir. Sınırlarımızın ötesinde gösterdiğimiz mücadelelere de işte bu açıdan bakmak gerekir. Bilhassa Doğu Akdeniz ve Libya merkezli atılan adımlar, bir yandan ülkemizin yüksek menfaatleri, diğer yandan da ekonomik çıkarların gereğidir” diye konuştu.

46 yıl önce Kıbrıs’taki zulme son veren askerimizin bugün de Doğu Akdeniz politikalarını ülke menfaatleri doğrultusunda sahaya taşıdığını vurgulayan Balçık, “Millet olma şuuru, zor günde birlik olmaktır” dedi. Balçık, birlik ve beraberlikle geçmişteki bütün zorlukların üstesinden gelen milletin gelecekte de varlığını bir ve beraberlikle sürdüreceğini kaydetti.

Kıbrıs Barış Harekâtı’nı anıyorum

Ali Uluoğlu- Fotoğrafçılık Meslek Komitesi: Kıbrıs gazisi olarak Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 46. yıldönümü nedeniyle o dönemde görev yapan herkesi saygıyla anıyorum. O zaman 20 yaşında bir delikanlı olarak katılmıştım bu harekâta. Şehit olan, gazi olan arkadaşlarım oldu. Sözlerimi Mithat Cemal Kuntay’ın bir şiiriyle sonlandırmak istiyorum. “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”

Yabancı şirketlerin kuruluşu kolaylaşmalı

Hacı Demir-Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: Yabancı şirket kuruluşunda konsolosluk memurunun karşısında hazır bulunma şartı yabancı şirket kuruluşlarını zorlaştırıyor. Ülke olarak yabancı şirket kuruluşunda apostil şerhi ve imza sirküleri kullanımının yeminli tercüme bürolarında tercüme edilerek önünün açılmasını istiyoruz. Bir diğer zorluk da şirket ortaklarının imza beyannamesini sicil memuru huzurunda vermesi oldu. Herkes işini gücünü bırakıp sicil memurunun huzuruna gidemez. Bu ortaklık noter huzurunda verilebilir. Şirketlerimizin değişiklik tescilleri birkaç günde neticeleniyor. Bunun için de bir çözüm rica ediyoruz. Şirket ortaklarının kazanılmış hakları Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) yayınladığı bir genelgeyle 4A’dan 4B’ye alındı. Geriye dönük bütün haklar Bağkur kapsamına alınınca emeklilik süreleri de uzamış oldu. Bu mağduriyetin düzeltilmesini istiyoruz.

SGK primleri ertelensin

Halit Örgad-Ev Tekstili Meslek Komitesi: Pandemi süresince hepimiz büyük sıkıntılar yaşadık. Bizim piyasamızda hala normalleşme yok. Üreticimiz yüzde 60 kapasiteyle çalışmayı başarılı buluyor. Perakendeci arkadaşlarımızın da ciroları yüzde 50’nin altına düştü. Bizim gerçekten normalleşme sürecine girebilmemiz için devlet desteğiyle ilgili bir ricada bulunacağım. Devletin bize vereceği iki önemli destek var. Birincisi nisan, mayıs, haziran aylarında ertelenen sigorta primlerinin 2020 sonuna kadar alınmamasını istiyoruz. İkincisi de stopajların 2020’nin sonuna kadar alınmamasını talep ediyoruz.

3 altın kural

Rasim Bilgehan-Örme Kumaş, Çorap ve Trikotaj Meslek Komitesi: Cari açıkla ilgili yeni imkanlar çıkıyor. Stratejik sektörlerden başlamak üzere yerli üretimin önemini gördük. Türkiye için yeni dönem kapıları açılıyor ve biz bu kapının eşinden geçmek için neler yapmalıyız buna bakmalıyız. Esasen başarmamız gereken 3 altın kural var: Katmadeğerli mal üretmek, istihdam kapılarını açmak için uzun vadeli ve esnek destek mekanizmaları kurmak ve uluslararası rekabette Türk ürünlerini ortaya çıkarmak. Dışa açık ve dışa bağlı olmadan sağlıklı bir ekonomiye imkan sağlayan reçete budur. Vakit kaybetmeden sektör sektör neler yapılacağı konuşulmalı. İstanbul’da küçük ölçekli işletmeleri bir araya toplayıp şehrin dışında organize bölgesinde bir araya getirelim. Yerli ve milli üretim kalkınmanın omurgasıdır. Bu aynı zamanda bir milli meseledir.

Destekler faizsiz olmalı

Turgay Gül-Şehiriçi Yolcu Taşımacılığı Meslek Komitesi: Motorlu taşıtlar vergisinde okul taşıtı yazan araçlarda affa gidilmesi ve ikinci taksitlerinin alınmaması gibi taleplerimiz oldu ama maalesef bununla ilgili karar alınmadı. Özellikle beyaz yakalılar evden çalışmaya geçtiği için personel taşımacılar da işsiz kalmaya başladı. Bunlar sektörün kanayan yaraları. Kredi ertelemeleri yapıldı ama faiz alınarak yapıldı. Marttan eylüle kadar sıfır girdisi olan bir sektörün bu paraları ödemesi bekleniyor. Bu konuda destek bekliyoruz. Faizsiz, destek geri ödemesi olmayan bir oranda destek yapılması gerekiyor. Ayrıca 1 Temmuz’da yürürlüğe giren İş Sağlığı Güvenliği Kanunu, servis araçlarında takometerlerin değişim süreci başlaması ve mesleki eğitim belgesi alınma zorunluluğu gibi hususların ücretli olması sektörü maddi olarak etkileyen diğer unsurlar. Kamu yararına olan şeylerin ücretsiz yapılması gerekiyor. Kademeli saat projesinin detaylandırılması gerekiyor.

İTO’ya teşekkür ederim

Hüseyin Karasu-Tekstil Terbiye Meslek Komitesi: Pandemi döneminde televizyon programına konuk olan bir doktor tarafından açıklanan “kuru temizlemeyi tüketiciye tavsiye etmiyoruz” ifadesi sektörümüze darbe vurmuştu. İTO Yönetim Kurulu’na bu yanlışın düzeltilmesi yönünde talebimiz oldu. Hemen, konuyla ilgili gerekli araştırmalar yaptırıldı ve araştırmalar sonucu söz konusu açıklamaların, tam tersi; kuru temizlemenin Covid-19’a karşı etkili olduğu bilgisi edinildi. Bu bilgiler İTO aracılığı ile Anadolu Ajansı başta olmak üzere başka basın organları ile tüketiciye aktarıldı. Başkanımıza ve bu konuda emeği geçen herkese sektörüm adına teşekkür ederim.

2. eldeki KDV sektöre darbe

İlhan Yılmaz-Trafik Müşavirliği Meslek Komitesi: Pandemi döneminde havaalanlarının kapalı olması nedeniyle çalışamayan rent a car firmalarından kiraların alınmaması yönünde taleplerimiz olmuştu. Devlet Hava Meydanları işletmesi taleplerimizi yok saydı. Hatta geçtiğimiz hafta kiralarını ödeyemeyen bazı rent a car firmalarının teminatlarını bozdurdu. Havaalanının kapalı olduğu tarihlerdeki kiraların alınmaması, veya alınması durumda ise kiraların yapılandırılması talebimiz hala geçerli. Ayrıca, 2 el otomobil satışlarındaki KDV sektöre en büyük darbe. Bu konuda düzenleme yapılması katmadeğer kazandıracaktır.

Yatırımda gümrük vergisi alınmamalı

Serdar Keskin-Gümrük Müşavirliği Meslek Komitesi: Ülkemizde yatırım çok önemli. Teşvik belgeli yatırımda her türlü gümrük vergiden muaftı ancak ilave gümrük vergileri gelince yatırım yapacakların hesabı şaştı. Gümrükler Genel Müdürlüğü ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na yazıldı ama sonuç alamadık. Bu konuda girişim yapılmalı.

Ek gümrük vergisi maliyetleri artırdı

Semih Ferit Emekli-Demir Çelik Meslek Komitesi: Bu dönem dayanışma dönemidir ve dayanışmayı artırmalıyız. Ek gümrük vergileriyle ilgili sorun yaşıyoruz. Bir örnek vereyim; paslanmaz çelik küresel vananın normal gümrük vergisiyle beraber maliyeti 38 dolar. Ek vergilerden dolayı 39 dolar daha ödüyoruz. Yani yaklaşık olarak yüzde 114 ilave maliyet geliyor. Bir fiyat artışı olduğunda bunu kim ödeyecek? Malı en son alan sokaktaki insan ödeyecek. Belki bir kısmımız da sistemin ayakta kalması için karlarımızdan feragat edeceğiz. Bu ilave vergilerden yatırım yapan makinacı da zarar görecek. Peki amaç yatırım yapılması değil miydi? Öbür taraftan baktığımızda sermaye eksikliği sorunu var. Sadece demir çelikte değil pek çok sektörde sermaye daraldı. Devletimiz eksi faizle herkese kredi sağlamaya çalışıyor. Diğer taraftan ihracatçı müşterilerimiz de ek gümrük vergilerinden zararlı çıkıyor.

Mevzuat eski haline dönmeli

Sait Kılıç-Kargo, Posta ve Depolama Meslek Komitesi: 2010 yılında yapılan parsiyel taşımacılıkla ilgili düzenleme yeniden geldi. O dönemde sektörlerin talebiyle düzeltilmişti. Parsiyel taşımacılıkta yükün birden fazla alıcısı var, o dönemde getirilmek istenen düzenlemeye göre alıcılardan herhangi biri beyanname vermemişse yük boşaltılamıyordu. Yani uygulamanın hayata geçmesi halinde ekonomik hayatın olumsuz etkileneceği o gün de kabul edilmişti. Parsiyel taşımacılıkta 10 yıl boyunca problem olmadığı halde bu değişiklik neden tekrar yapıldı? Mevzuat eski haline getirilmeli. Aksi halde ithal edilecek ürün zamanında ihracatçıya ulaşamayacak ve bundan ülkenin ihracatı da olumsuz etkilenecek. Parsiyel taşımacılıkla ilgili 01.09. 2020 tarihinde hayata geçmesi istenen düzenleme Türkiye’nin gerçekleriyle uyuşmamaktadır. Bu konu, ilgili bakanlarla mutlaka paylaşılmalı ve acilen tedbir alınmalı.

Küçük işletmelerin kredi sıkıntısı var

Hüseyin Akarçeşme-Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt Meslek Komitesi: İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde kredi kullanmak durumunda olan küçük KOBİ’ler de var. Şahıs firmalarının sıkıntıları var. Krediye ulaşmakta zorluk çekiyorlar. Son zamanlarda Oda gazetemizde meslek komitelerinin icraatlarından yeterince haber yok. Komite toplantı ve faaliyetlerinin de yer alması iyi olur. Pandemi döneminde toplantılarımızı online olarak gerçekleştiriyoruz. Mesela oylamalarda online sistemin faydasını gördük. Normal meclis toplantılarına geçince de oylama sistemi elektronik olmalı.

Mali müşavirlere destek olunmalı

Noman Sağ-Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: Yabancı Sermaye Kanunu, Türkiye’yi dünya iş yapma kolaylığı endeksinde 70’li sıralardan 40’lı sıralara yükseltti. Şirket kuruluşlarında temsilci atamalarında imza konusuyla ilgili sorun var. İmza konusuna çok takılırsak iş yapma kolaylığı endeksinde yine aşağı sıralara düşeriz. Ancak konu çözülürse 20’li sıralara yükseliriz. Pandemi döneminde sağlık sektörü gibi mali müşavirler de önemli bir görev üstlendi. 70 günlük karantina döneminde mali müşavirler de aralıksız çalıştı. Diğer sektörler gibi mali müşavirler de olumsuz etkilendi. Mali müşavirlerin bu dönemde gelir kaybı yüzde 80’ler seviyesinde. Mali müşavirlere destek olunmalıdır. GEKAP beyannamesinin geniş kapsamlı olmasıyla ile ilgili sorun var.

Sorunlarımıza çözüm istiyoruz

Fatih Güner-Restoran ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Meslek Komitesi: Bu dönemde sektörde kira sorunu başta geliyor. İşletmeler zorunluluk sebebiyle dükkanlarını açamadı, iş yapamadı, kira sebebiyle mağdur olmaması gerekiyordu. Personel ile ilgili sıkıntılar var. İşten çıkarma yasağı var fakat sektörde tazminatını alıp gitmek isteyen personel de var. İşten çıkarmayı yasaklamak yerine iki taraf anlaşırsa çıkabilirsin denilmeli. Yemek kartları komisyon oranı halen sorun. 15 günde bir ödeme yapıyorlardı, 30 günde bire çektiler. İnternetten yemek sipariş siteleri yüzde 20’ye yakın komisyon alıyor. Yemek kartları komisyonu, internetten sipariş sitesi komisyonu gibi bekleyen sorunlarımızın mutlaka çözülmesini istiyoruz. Yemek çekleri, yemek kartlarının 45 günlük bir döngüsü var fakat esnafın bunu sübvanse edecek bir gücünün de olması gerekiyor.

Sosyal Medyada Biz

ITO Symbol